İkinci çocuğuna hamile olduğu sırada HIV pozitif virüsü taşıdığını öğrenen E.K, “HIV pozitif olmak korkunç gibi görünse de, bilinçli olduğunuz sürece bunu kabullenmeyi öğreniyor ve çok mutlu yaşayabiliyorsunuz” diyor. İşte onun kabus gibi başlayan ama mutlu biten hikayesi…
HIV virüsü kaptığınızı öğrenseniz, bir de o sırada ikinci çocuğunuza hamileyseniz ne yaparsınız?
E.K, 42 yaşında ve iki çocuk annesi bir kadın. 21 yaşında evlenmiş ve 20 yıl evli kalmış. Evliliğiyle ilgili sorunları ilk çocuğunu dünyaya getirdiği günlerde başlamış. Eşinin bencil, sorumsuz ve kendi çıkarları için bir insanı harcayabilecek karakterde bir insan olduğunu düşünmeye başlayınca, aslında ikinci çocuğu hiç düşünmemiş. Bunun için de doğum kontrol yöntemiyle korunmaya karar vermiş. O sıralar sağlığı bozulmuş. Birbiri ardına yapılan kan tahlilleri ve doktor kontrolleriyle geçen çok yıpratıcı bir süreç başlamış. E.K, o günleri anlatırken “O dönemde sürekli hastalanıyordum, her gün bir yerlerimde irili ufaklı şişlikler çıkıyordu. Lenf bezlerinde çıkan bezeler sürekli alınıyor, patolojiye gidiyor ve bu durum hep lenfoma şüphesini düşündürüyordu” diyor. Tahlil sonuçlarını değerlendiren onkoloji doktorlarından biri, o güne kadar herhangi bir teşhis konulamayan belirtiler için kanda da araştırmalar yapılması gerektiğini söylemiş ve E.K’yı hastanenin hematoloji bölümüne yönlendirmiş. E.K, bir sürü testten geçmesine rağmen yine kendisine bir teşhis konulamamış.
ŞOK VE KORKU
Uzun süre hastane hastane dolaşıp, bir sürü tahlil yaptırdığınızı, en az bir hafta süren tahlil sonuçlarının çıkmasını beklerken meraktan neredeyse çıldıracak hale geldiğinizi ama yine de hastalığınıza bir teşhis konulamadığını düşünün. E.K da ne yapacağını düşünürken hematoloji doktoru yeni bir öneriyle çıkmış karşısına. Bu arada okuduğunuz satırlara kısa bir ara verin ve basit bir testle bile anlaşılabilecek bir hastalık ihtimalinin üzerinde neden daha önce durulmadığını düşünün! Geriye bir tek ihtimal kaldığını ama uzun zamandır tek eşli olduğu için buna ihtimal vermediğini söyleyen doktor, testi yaptırıp yaptırmama konusunda özgür olduğunu da söylemeyi ihmal etmemiş nedense. E.K, hiç oralı olmamış, çünkü hastalığı kendine konduramamış. Aradan üç yıl geçmiş ve hayatının en büyük şokuyla karşı karşıya gelmiş. Doğum kontrol hapıyla korunduğu halde ve hiç istememesine rağmen ikinci kez hamile kalan E.K, hamileliğini de bebeği karnında 3.5 aylık olunca fark etmiş. İşte o zamana kadar hep korktuğu, yüzleşmekten korktuğu için kaçtığı gerçek yakalamış yakasını. “O an hastalık beynimde şimşek gibi çaktı ve test yaptırmaya karar verdim. Sonuç pozitif çıktı. Daha sonra bu testin Western Blot yöntemiyle doğrulanması gerektiği söylendi. Onu da yaptırdım. Sonuç yine pozitifti” diyor. Hamileyken HIV pozitif virüsü taşıdığını öğrenen E.K’nın dünyası başına yıkılmış. Sonrası üzüntü, acı ve uykusuz geceler. “Günlerce uyumadım, kimseyle paylaşamadım. İçimde kocaman bir boşluk vardı ve sürekli gelgitler yaşıyordum” diyen genç kadın ölmeyi bile düşünmüş ama çocuğunu onsuz bir hayata mahkum etme düşüncesiyle bu fikri hemen aklından uzaklaştırmış.
VE KABUS DOLU GÜNLER BAŞLIYOR
“Ya çok hasta olursam, ya herkes benden korkup uzaklaşırsa, ya çocuğuma bulaştırırsam? Hepsini kendim soruyor, kendim cevaplıyordum” diyerek anlatıyor yaşadıklarını. Bu sırada Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde kardeşi gibi sevdiği gencecik bir doktor gelmiş aklına ve ona hemen durumunu anlatmış. Hastanenin AIDS polikliniğinde ‘Hayatımı, kaderimi değiştiren insan’ dediği Prof. Dr. Fehmi Tabak’la tanışmış. Doktoru o günden itibaren karşılaşabileceği her şeyi eğrisiyle doğrusuyla anlatmış. “Fehmi Bey, önce iyi bir jinekolog önerdi ve iki doktorumla sürekli irtibat halinde olarak yola çıktık” diyen E.K sözlerini şöyle sürdürüyor: “Belki de deli cesareti ama o kadar pozitif düşünüyor ve inançlıydım ki... Önce Allah’a sonra doktoruma çok güvendim. Hamileliğim boyunca bir ilaç kullandım. Bu ilaç, bendeki HIV virüsünün bebeğe geçmesini önlemek içindi.”
İKİNCİ ÇOCUĞU DÜNYAYA GELİYOR
İkinci çocuğunu sezaryenle dünyaya getirmiş ve HIV bulaştırma riskine karşı ona hiç süt vermemiş. Sadece altı hafta boyunca her altı saatte bir, bir şurubu mamasına katmış. Bebeğini korumak için elinden ne geliyorsa yapmış ve doktorlarının sözlerine harfiyen uymuş. Doğduktan hemen sonra test yapılan bebeğinin sonuçları negatif çıkmış ki, bu sonuç HIV virüsü taşımadığı anlamına geliyor. Doktoru, bebek iki aylık olunca testin tekrar yapılmasını istemiş ve sonuç neyse ki yine negatif çıkmış. “Çocuğumun test sonuçlarıyla sanki yeniden doğmuş, yepyeni bir hayata başlamıştım. İçimdeki yaşama sevincini hiç kaybetmedim ve rutin tahlillerimi hiç aksatmadım” diyor. Aradan 7-8 yıl geçmiş. E.K, bir yılı aşkın süredir hiç aksatmadan her gün iki farklı ilaç kullanıyor, hatta bu ilaçlar o kadar hayatının bir parçası ki, “Onlar da çocuğum gibi oldu” diyor çünkü hayatı boyunca bu ilaçları kullanmak zorunda. Doktoru da bilinçli olunduğu takdirde, HIV’den ölünmeyeceğini söylemiş.
KARA GÜNLER GERİDE KALMIŞ
E.K, normal hayatına devam ediyor artık, elbette HIV virüsü taşıdığının, düzenli olarak ilaç kullanmak zorunda olduğunun bilincine vararak sürdürüyor hayatını. Kan değerleri normal seyrine dönmüş. Pozitif kişiliğinden ödün vermemeye çalışıyor. Doktorunun tavsiyesiyle enerjisini asla düşürmüyor ve negatif olan her şeyi hayatından uzak tutmaya çalışıyor. Kendisine virüsü bulaştırdığına inandığı ve kendisini derin, kopkoyu bir karanlığa ittiğini söylediği eşinden ise ayrılmış. Şimdi iki çocuğuyla mutlu bir hayatı ve çok mutlu olduğu bir işi var. Çocuklarına gelince… Büyük çocuğu hastalığını biliyor, küçük olanına da zamanı gelince söylemeyi düşünüyor. Bulaşma yollarını çok iyi öğrendiği için, herhangi bir doktora gittiğinde hastalığını gizlemiyor. Kısacası risk taşıyabilen durumlarda karşı tarafa bunu belirterek önlem alıyor ve böylece karşı tarafı kendinden koruyor. Bu sayede geceleri yastığa başını vicdanı rahat bir şekilde koyabiliyor. E.K, şöyle sürdürüyor sözlerini: “HIV konusunda müthiş başarılara imza atan hocamla tanıştığım için kendimi dünyanın en şanslı insanı sayıyorum. Size anlattığım yaşadıklarımın binde biri belki. Sayfalar dolusu bir kitabı doldurabilirim. HIV pozitif olmak korkunç gibi görünse de bilinçli olduğunuz sürece bunu kabullenmeyi öğreniyor ve çok mutlu yaşayabiliyorsunuz. En büyük ödülüm ise ‘Senin kadar güçlü bir annenin çocukları olduğumuz için gurur duyuyoruz’ diyen evlatlara sahip olmak.
- See more at: http://www.elele.com.tr/yasam/yasam/%E2%80%9Chamileyken-hiv-pozitif-oldugumu-ogrendim%E2%80%9D-HaberDetay-10508#sthash.HhqPqpHH.dpuf